Para!
Oldum olası parayla ilişkim hep sorunlu olmuştur. Bütçe yönetimi konusunda da genelde problem yaşarım. Paraya bakışım hiç bir noktada araçtan öteye gitmedi bu yüzden.
Sosyalist bir insan olmadığım için de daimi olarak, maddi gücü kişinin kendi sorumluluğu olarak değerlendirme eğiliminde oldum. Doğrusunu yanlışını tartışmakla da hiç ilgilenmedim. Benim için ikisi de doğruydu çünkü.
Yaşantımın her noktasında, her şeyi kendisi yapmak zorunda kalan birisi olarak, ekonominin toplumsal bağlamıyla da ilgilenmedim. Zaten uzunca bi süredir de maaşlı çalışmadığım için ve devlet olgusuna inanan biri olmadığım için de bu fikrim kendim için değişmedi.
Devlet - Toplum - Ekonomi ilişkisini anlasam da, sanırım biraz egoistçe, hep kendimi bunun dışında tutmaya çaba gösterdim. Böyle de devam edeceğini düşünüyorum.
Ekonominin daha temelindeki bir inanışla hareket ediyorum genel olarak. Emek ve mal değiş-tokuşu ekonomiyi doğuruyor ve bunun üzerindeki karmaşık yapıları çok iplemiyorum. Bu yüzden de biliyorum ki, herhangi bir zamanda bir milyonere falan dönüşmeyeceğim.
Bu algı sebebiyle de uzun dönem alternatif ekonomilerle ilgilenmedim. Bitcoin vb şeyler için yeterli motivasyonum yoktu.
Ancak, içinde yaşadığım ülke ve onun da içinde bulunduğu dünya, artık öyle bir noktaya geldi ki, benim diyebileceğim bir parasal özgürlük sahibi olamıyoruz.
Birey olarak dünya içerisinde mülkiyet hakkımız neredeyse sıfır. Bir illizyon içerisindeyiz. Ülke özelinde bakarsak yüksek vergiler, saçma sapan fiyatlamalar vs, ekonomi artık dışında kalarak yaşanabilir bir özgürlük de sunmuyor.
Para ve ekonomi konusunda bir süredir alternatif arayışım da beni, şu anda en stabil parasal özgürlük algısı olan bitcoin’e yakınlaştırdı.
Fakat hep bir sorun vardı ki, güvenilirlik, iç ekonomi vb sorunlar çözülmemişti. Ancak zaman geçtikçe sorunların çözüldüğünü ve birim olarak bitcoin’in stabilleştiğini(görece) fark ettikçe, daha da yakınlaştım.
Geçtiğimiz yıllardan beri, dağıtık ağlara hep ilgim vardı. Dev şirketlerin materyali olmaktan bizi kurtaran bir sistem olarak dağıtık ağları, özellikle dağıtık sosyal ağları izledim uzunca süre. Kimileriyle testler yaptım, kimilerine derinlemesine yanaştım.
En sonunda Nostr adında, aşırı basit bir protokolün, diğerlerinden daha büyük bir potansiyeli olduğunu fark edince de, uzunca bir süredir bu protokolü destekleyen sosyal medya araçlarını kullanmaya dikkat ediyorum.
Sonuç olarak, Nostr ağında yeterince uzun süre takılınca, birlikte geliştiği Lighting Network’ü fark etmek uzun sürmedi. Lighting aslında bitcoin ağının daha hızlı ve minik ödemeler için kullanılan bir versiyonundan başka bir şey değil. Ancak Nostr üzerinde uygulama geliştirenler, o kadar sahiplenmişler ki, sosyal etkileşimler için ödemeler almak ve yapmak, aracısız bir şekilde sağlanabiliyor.
Adına Zap’lamak denen yapı sayesinde, içerikler için beğeni atmak yerine ödeme yapabiliyorsunuz. Çok sevdiğiniz o sanatçının, artık dev şirketlerle anlaşma yapıp, kazancının bi kısmını o şirketlere vermek zorunda kalmaması, fikirlerini, sırf o şirket memnun olsun diye kısıtlamamasını ve değiştirmemesini sağlayabilen, özgürleştirici bir yapı.
Çok ütopik, ancak bu şu anda gerçekleşiyor.
Örneğin, müzik endüstrisi için müthiş potansiyeller barındırıyor. Spotify şu anda müzik endüstrisini ele geçirdi ve onların istediği sanatçılar onların istediği kadar para kazanabiliyorlar. Ya da görsel sanatçılar, veya diğer sanat alanları. Hepsi, varoluşlarını sürdürebilmek için, bu dev şirketlere boyun eğmek zorundalar.
Ancak, Nostr destekli gelişebilecek bir müzik dinleme uygulaması düşünün. Dinleme başına sadece 1 satoshi ödensin. 1000 satoshi şu anda ortalama 1 dolarak denk geliyor misal. Bu küçük ödemelerle, müzisyenler artık emeklerinin karşılığını kimseye boyun eğmek zorunda kalmadan alabilecekler demek oluyor.
Bu tarz bir iç ekonomi oluşturma potansiyeli ortaya çıktığında, artık bildiğimiz para çok hızlı bir şekilde dönüşecek demek oluyor.
Dijital dünya artık hayatımızın büyük bir kısmını ele geçirmiş durumda. Harcadığımız tüm para artık dijital. Madem öyle, neden teknolojiye tamamen güvenmek yerine, hala merkezi banka sistemlerine teslimiz?
Neden hala benim paramın hesabını devlete vermek zorundayım?
Bireyselci bir bakış gibi gelebilir belki bu, peki toplum ne olacak, nasıl bir sistem gelişecek bu yeni ekonomik sistemle diyenler var.
Devlet bireylerin gücüne bu kadar muhtaçken, nasıl olacak da paraları üstündeki gücü bu kadar kaybettikten sonra ayakta kalabilecek diyebilirsiniz.
Maalesef cevabı bende değil, ancak bir inancım var ki, ekonomik model, güç odaklarının güçlerini, bireylerin paraları üzerinden sağlamadığı bir hale geldiğinde, yeni bir yönetim ve toplumsal varoluş modeli de ortaya çıkacaktır.
Şu anda kendi adıma yaptığım şey, hayatımı olabildiğince geleceğin ekonomisine göre şekillendirmek. Bitcoin’i bir market olarak değil, gerçek bir para birimi olarak görmeye başladım ve dijital ödemelerimin desteklediği her yerde bitcoin ile olmasını sağladım.
Nostr konusunda da olabildiğince daha çok içerik üretimi yaparak, diğer erkenci kuşlarla birlikte toplumun bu tarafa yönelmesi için de çabalamaya devam edeceğim.
Alışılmış sosyal medyalardan, Nostr ağına geçenler gün geçtikçe artıyor, gün geçtikçe de işler kolaylaşıyor.
Okuyanlara önerim, çok geç olmadan bu dünyayı anlamaya çalışmaları olacak. Aktivist bir taraftan bakmasanız da, ideolojik olarak kabul etmeseniz de, direnenlerin çok vaktinin kalmadığını da göreceğinizi umuyorum.
Ek olarak belirtmem gerek, bu dünyaya zengin olma hayaliyle girmek zarardan başka bir şey getirmeyecektir. Market algısı eğer ekonomist değilseniz büyük başkanımız gibi, sizi zenginleştirmeyecek.
Bu yeni dünyaya katılmak konusundaki her soru için bana e-posta atmaktan çekinmeyin.
sağlıcakla kalın.