Fare Avcısı

Posted on Jan 6, 2025

Bir fareyi nasıl öldürmesi gerektiğini çok iyi biliyordu. Ancak o, okulda pek çok kez pratik ettiği gibi, omuriliğindeki doğru noktaya kesik atarak fareyi felç ederek devam edecekti. Yapacağı deney için en önemli nokta buydu. Fare önünde kıpırdamadan yatıyordu.

Notlarını çıkarttı ve uygulayacağı işlemin üzerinden tek tek geçti. En iyi sonucu alabilecek şekilde çıkarttığı prosedürde her şey çok netti. Farenin hisleri ve yaşayacağı acı söz konusu olamazdı tabi ki. Önemli olan, anlam arayışıydı.

Nedenler uğruna pek çok fedekarlık yapılmış ve sonucunda insanlık için pek çok fayda sağlanmıştı. Çoğunluğun faydası için düsturuna sahipti uzun zamandır.

Fare anatomisini çok iyi bilmesi, ona süreçte büyük bir güven veriyordu. Neşterini aldı ve kuyruğuna bir kesik attı.

İlk yapacağı işlem, kuyruğunun derisini yüzmek ve kemiklerindeki lezyonu incelemekti. Verdiği virüsün ne derece zarar verdiğini ve kullandığı ilacın ne kadar etkili olduğunu ilk göreceği yerdi.

Boydan boya kesik atılan kuyruğu yavaşça soymaya başladı. İki yana açtı deriyi, kemik üzerindeki ince yağları temizledi. Ucundan başlayarak tüm kemikleri inceledi ve notlarına ekledi.

Kuyruk kemiklerinde herhangi bir düzelme olmamıştı ve şekil ve renk bozuklukları her kemikte görülüyordu. İlaç başarısız olmuştu.

Bir an farenin gözlerine bakmak gafletine düştü ve hisleri hareketlenir gibi oldu. Çok canı yanıyor muydu acaba? Ancak idmanlı olduğu bir durumdu bu, hemen kendine “Zaten ben büyüttüm bu fareyi, benim sayemde bu kadar sağlıklı ve iri.”. Bu telkinle kendini yatıştırdıktan sonra ikinci aşamaya geçti.

Testis kanseri tedavisi için uyguladıkları ilacın etkisini görmek amacıyla dikkatlice testisleri çıkardı. Yan masaya geçerek testileri inceledi. Güzel haberdi, tümörler yok olmuştu, ancak emin olmak için kan testi alması gerekecekti. Zaten damaryolu açık olan fareden küçük bir örnek alarak ayırdı.

Sıra eklemlerini incelemeye gelmişti. Bunun için, narince dört ayağını da sırayla önce derisini yüzdü, sonra kıkırdaklarını inceledi. Sağ arka ayaktaki sinovyal sıvı tamamen tükenmişti. Demek ki farenin tökezliyor olmasının sebebi buydu. Bir sonraki araştırması için tüm notlarını aldı ve son adıma geçmeye hazırlandı.

Karnından göğüs kafesine kadar kestikten sonra, incecik kaburgalarını ayırdı ve dört noktadan kesik noktaları sabitledi. O sırada etrafı izlemekten başka şansı olmayan fareye odaklanmamaya çalışarak işine devam etti. İç organlarını tek tek çıkartarak inceledi. Hiç bir organa zarar vermemeye çalışarak ilerliyordu. Canlılığını kaybetmeden tüm analizi tamamlaması önemliydi.

Son aşamada narince atmakta olan kalbine takıldı gözleri. Yeni geliştirdikleri kalp ilacını denemenin sırası gelmişti. Bi kaç saniye durup 1 yıldır atmakta olan kalbi inceledi. Etrafını saran hafif yağ tabakası son denedikleri ereksiyon ilacının eseriydi. Diğer farelerde de benzer sonuçlar verdiği için insan deneylerine geçemeyeceklerine karar vermişlerdi zaten.

Enjektöre ilacı çekti, ve narince damar yoluna ilacı enjekte etti. Etki etmesini beklerken bir yandan hem kalbi gözlüyor, hem de nabzını kontrol ediyordu.

Bir dakika sonra kalp ritmi değişmeye başladı. Önce yavaşladı, ardından şiddetli bir şekilde tüm kalp kasılmaya başladı.

Spazmın şiddeti o kadar arttı ki, küçük kalp daha fazla dayanamayarak kan sızdırdırarak durdu. Ancak aortta oluşan bir çatlaktan sızan kan, tüm önlüğünün kan olmasına sebep olmuştu.

Farenin ölümüne sebep olan deney yine kalp ilacında başarısız olmuştu. Taburesine çöktü ve hüngür hüngür ağlamaya başladı. Yıllarını verdiği ilacın işe yaramamasına ağladı. Fare öldü, ama gözyaşları ona değildi. İlaç işe yaramamıştı ve bu son deney şansıydı. Tüm bütçesi tükendiği için, ağlaması biraz uzun sürdü. Toplam 783 fare ölmüştü, ancak hiç birisi ilaçtan önemli değildi. Bütçesinin tükenmesi onu gözyaşlarına boğdu, ağladı, ağladı, ağladı.

Başarısız deneyinin sancısını atlatması 6 ay sürdü. Ancak bu sürenin sonunda işinin başına geri dönebildi. Kendine güveniyordu, yapılacak çok fazla deney, öldürülecek çok fazla fare vardı.