Yazmak Zorundayım


Terapitik yazılarıma, kendimi saklamak adına ara vermiştim. Oturdum dün, geçtiğimiz yılın yazılarını okudum. Ne de güzel yazmışım, ve ne de iyi gelmiş yazmak. Bir nevi güncemsi, ferhan lugatında yazmayı bırakmamak gerek. Ne olmuş yani birileri okuyup bunları bana karşı kullanıyorsa? Başlayan yılın saçmalığı ve umut doluluğu, tiyatro sevdasıyla perçinlenmişti. Gel zaman git zaman, kendini üstad sanan esnafla aramız açılmaya başladı. Laftan anlamaz egosuyla uğraşacak değilim ya lan, dedim ve elveda. Önce kendini sorgulamış olacak ki insanca iletişimi denedi, yemesem de peki demiş bulundum.…
Read more ⟶

Güç Algısı


burada bahsedilen konu yalnızca sosyal güç algısıdır. Genellikle erk arasında mevzu bahis olan güç algısı son dönemlerde alfa(!) erkekler tarafından pek gündem. Güçlü erkek olmak onlar için herşey. Güçlü olmak, güçlü görünmek, güçlü hissetmek. Herşeylerini uğruna feda edebilecekleri bu güç konusunda alfa(!) erkeklerin pek bir fikrinin olmadığı aşikar. Bu alfalık meselesi zaten başlı başına saçmalık olduğu için o konuyu deşmeyeceğim. Ancak güç konusunda birşeyler yazmak ve üzerine düşünmek istiyorum.…
Read more ⟶

Fare Avcısı


Bir fareyi nasıl öldürmesi gerektiğini çok iyi biliyordu. Ancak o, okulda pek çok kez pratik ettiği gibi, omuriliğindeki doğru noktaya kesik atarak fareyi felç ederek devam edecekti. Yapacağı deney için en önemli nokta buydu. Fare önünde kıpırdamadan yatıyordu. Notlarını çıkarttı ve uygulayacağı işlemin üzerinden tek tek geçti. En iyi sonucu alabilecek şekilde çıkarttığı prosedürde her şey çok netti. Farenin hisleri ve yaşayacağı acı söz konusu olamazdı tabi ki. Önemli olan, anlam arayışıydı.…
Read more ⟶

Yine Düştüm Şiire


Yine, düştüm şiire

Vakitsizce terk ettiğim

Vatansız bir şair olarak

Düştüm yine yalınayak

Yalvararak, yakarak

Read more ⟶

İki Bin Yirmi Beş


Kırk beş eder! İnsan ömrünün yeni ortasi kutlu olsun. İfade özgürlüğümüzün hem siyasal hem hayatsal kapsamda kısıtlı olduğu bu yerde yazmak zor, yazmaksız okumak yoruyor. Gençliğimiz henüz kırkbeş değilken, iyisiyle kötüsüyle biten bir yıl oldu. Yeni arkadaşlıklar oldu, yeni hatalar oldu, tekrarlı hatalar oldu. Müthiş kararlar alındı! Berbar kararlar alındı! Yıkımlar oldu, sıkımlar oldu, zıkkımlar oldu. Yeni gelen yılın getirecekleri şimdiden kabul edinildi. Bazı hayalvari ve bir nevi hedef vari planlar yapıldı.…
Read more ⟶

Zinnur Tiryaki


Erzurum şairlerinden ilk duyduğum ve en beğendiğim isim Zinnur Tiryaki. Hakkında çok fazla bilgi bulunmuyor ancak sağdan soldan toplayabildiğim kadarıyla anlatmaya çalışacağım. Hem kendisini ilk tanıdığım şiirini, hem de en son bugün karşılaştığım son şiirini de paylaşmak istiyorum. 1954 yılında 28 mayıs’da Erzurumda doğup, tüm eğitimini Erzurum’da tamamlayan Zinnur Tiryaki, bir süre Atatürk Üniversitesinde memurluk yaptıktan sonra 1978 yılında Aşkale Lisesi Edebiyat öğretmenliğine atanmış. Sonraki yıl ise, 1979-1983 yılları arasında Erzurum Cumhuriyet Lisesine geçerek hem edebiyat öğretmenliği hem de Müdür yardımcılığı yapmış.…
Read more ⟶

En Derune


Lar tubikoşten kalami satter su gis. Kalami zarito, zammetu talek. Te farten kusi, merinasse hudina kekase. Zaelamunte reskeru ne tarikosan. Harite kalemi satter, zaritun mileka. La siro tarrimosen tu kas. Zi te rakes tu men, direso tarikatesun. Haterim jalike xalem marin tar kesum. Terkum zaletu karre, kalami su gis. Zateri tur maken tila zer. Zatiretul kalimen turrasi ma tiren te suren. Si kstrat mitar, za ziran tu ren. Harikosan tu ren, kalami su har.…
Read more ⟶

Susuzluk Geçer, Sussuzluk Geçmez


Sessiz Sezen ile kahve içilecekti dertleşilmek üzere, öğrenildi ki son su kuyusu da ağa tarafından kapatılmıştı. Ağanın lafına göre maraba haracını geciktirmişti. Marabanın diğer kuyuları da kurutulduğundan son kuyudan döndürüyordu değirmenini taşıma su ile. Su bitti diye goygoylaşırken yanaşıverdi çiçekçi bahçesinden minik bir çiçek. Naber ? diye yaklaştı her zaman ki bekleyişi içinde. Belki bir kaç damla sulanırım zevzekliği yapraklarında. Kötüyüm çiçek, bugün susuzum, seni sulayamam. diye çıkmaz sokak tabelası gösterdim.…
Read more ⟶

Saçmacık


Köpekler misal, bir süredir görmediği ancak tanıdık olan birini görürse başlar düşünmeye, sevinsem mi kızsam mı? Yabancı mı tanıdık mı? Tabi ki bir köpeğin düşünmesi zihinsel olduğu kadar da bedenseldir. Bu düşünme sürecini gözler görür kulaklar işitir. Dişlerini gösterir, kıvrılır arkasını gösterir, saçma sapan anlamsız hareketler sergiler sizden sinyal alana kadar. Saçmacık budur. Ne yapacağını bilemezsen saçmacık imdadına yetişir. Anlamlı anlamsız birleşimlerin çözünümlerinden galeyana gelen cümleler saçmacıktır. Sussan susulmayan susamış zebralardır.…
Read more ⟶

Zorbaslar


Zor başlar hayata zorbaşlar. Abla zorbaş, iri kafadır ama diri kafadır. Farkındadır hayatın, zor başlar ama kolaylaşır zamanla zamansız dertler. Hafiflemez de abla zorbaş ağırlaşmıştır artık. Ağır ağır yüklenir hayatı, zorlamaz fazla. Zor başlayanın zor gitme zorunluluğu yoktur artık. Zamanıdır zoru kolay etmenin. Küçük zorbaş için daha zordur, zorlukları zamanla atlatan zor başların içinde yer almak. Bakkala çakkala koşturulma zorluklarıyla başlayan zaman, zaman zaman keyfe keder kafa tokatlarıyla zorlaştırır hayatını. Zoruna gider gitmesine ancak büyüyecektir zorbaş ve zaman onu da yola getirecektir.…
Read more ⟶